İki Göz Ayrı Mı Bakar?
Bütün empresyonistler ilgimi çekmiştir, ama Vincent VanGogh’un yeri bambaşka. Onu on sene önce öylesine içine girip koklamıştım ki,uzun zaman etkisinden kurtulamamıştım. Özellikle kardeşi Teo’ya yakınlığı,tutkusu benim müzisyen olan ablam Yonca ile aramdaki bağın aynısıdır. Yonca, duygusal,gözlemci, sevdiğine tüm gülleri seren, özel bir kişiliktir. Keşke herkesin birTeo’su , birYonca’sı olsa. Benim ruhumu ve bedenimi etkileyecek bir sevgi bağı vardırona karşı. Nedense onu hep yanımda hissederim.
Şimdi sanatçının kendisine gelelim, hiçVan Gogh’un kendi portresine dikkat ettiniz mi? Tamam herkesin iki gözü,birebir aynı değildir ama, onun sağ gözü dünyaya deli gibi meraklı ve agresif,sol gözü biraz daha uysal ama tatminsiz bakıyor. Papaz bir babanın, iki erkek,üç kız kardeşlerin en büyüğü olarak, Hollanda’da küçük bir köyde doğmuş.Çocukken yalnızlığı seven, kendini düşsel bir havaya kaptırmış, çoğunlukladaters davranışlıymış. Fakir babası bu oğlunu para kazanması için Paris’te ünlüGoupil galerisine tezgahtar olarak koymuş. Vincent de boş durmayıp,reprodüksiyon ve gravürleri incelemeye başlamış, bu süreçte sanat onun içinegirmişti. Bir ara dine yönelmiş, İncil’i okumak için kapanmışsa da, Teo onasadece resimle uğraşması için ısrar etmiştir. Babası gibi papaz olmayı istesede olamamış ama insanlara özellikle de, çok acıdığı madencilere neyi var, neyiyoksa vermiş, tüm gecelerini yalnız hastaların başında yardım ederekgeçirmiştir. Sonun da babası onu içi saman dolu bir çuvalın üstünde, fena haldezayıflamış olarak bulur ve onu oradan alır. Bundan sonra Vincent’in tamamenkendini resme verdiği dönem başlar.
Modayaşantım süresince, Yonca da sürekli resim sanatımı öne çıkarmam da ısrar etti.Ben yorumculara, sanatçıların düşüncelerini bir kenara bırakarak kendi yorumumusizlerle paylaşmak istiyorum. Eğer eserlerine göz atacak olursanız hüznü,arayışı, enerjiyi görürsünüz. Fırça darbelerinde bu dünyada ışığın, havanın,insanın aurasının önemini vurgulamış. Lütfen ‘Gece Kahvesi’ tablosunu birbakın, lambaların etrafında dönen fırça darbeleri öylesine naif yapılmış kidikkatinizi çekerim diyor, bence etrafındaki enerjiye. ‘Yatak odasındakitablosu’ yattığı duvarın ölçüsüz, düzen içindeki düzensizliğin ve duvarınuyurken üzerine gelirmiş gibi çizilmesi ruhunda neler yaşandığını anlamayayetiyor. ‘Serviler ve iki kadında’ doğa aşırı hareketli, serviler neredeyse içgıdıklayıcı şekilde dans ediyor, gökyüzü hep hareket halinde. Servili Yol veYıldızlar beni ürkütüyor, mistik kokular aldığım bu tabloda güneş ve ay birarada. ‘Ekin Tarlası ve Kargaların Uçuşu’ gökyüzü ve doğa kıyametin haberinialmış, kargalarda ekin tarlasından çok doğanın enerjisinden ve sesinden ürkmüşkaçıyor gibi. Çalışmalarındaki duyguyu şöyle dile getirmiş; ‘Heyecanla çalınanbir müzik gibi, tuşlar arasında duygusal bir bağlantı ve uyum kurma amacınayönelik çabalar sırasında şu karayel amma da sıkıcı’.
Birmüzisyen de, sözlerinde son nefesimde yanımda sen olacaksın, meleklerin sözüvar diyor ya, nasıl Van Gogh ölürken Theo aynı yatağa ağabeyinin yanına uzanırve sohbet ederler, ben de Yonca ile uzun uzun sohbet etmek o arada onunesprilerine gülerken ölmek istiyorum, hele günündeyse öldüğümü bile anlamamsanırım.
0 comments on “İki Göz Ayrı Mı Bakar?”